Tuesday, October 7, 2008

(PORTRE) Turan Kışlakçı- Mahmud Derviş: Filistin Direnişinin Barış Elçisi


Filistin’in dünyaca tanınan ünlü direniş şairi Mahmud Derviş, 9 Ağustos 2008’de kanser tedavisi için gittiği ABD’de hayatını kaybetti. Filistinlilerin üç asırdır yaşadığı ettiği tüm acılara birebir tanıklık eden Derviş, vatansever bir ozan ve hak savaşçısıydı.

Daha küçük yaşlardan itibaren kaleme aldığı şiirler ile Filistin halkının çektiği acıların ve vicdanlarının aynası olmayı başardı. Şiirleri, çağdaş Arap şiirinde zirve şiirler olarak kabul gördü. Bilgeliği ve evrensel yönüyle de tanınan Derviş, Filistin’in mücadelesine desteği açısından 2003 yılında yitirdiğimiz Edward Said’e çok benziyordu.

Mahmud Derviş, şiirlerinde ve nesir şeklinde kaleme aldığı tüm yazılarında, Filistin’in mücadelesini anlattı, halkının sürgün acılarına dikkat çekti. Derviş, halkının acıları kadar İsrailli işgalcilere karşı direnişini de yazdı. Daima Filistin halkının, İsrail politikalarına ve topraklarının işgaline karşı gür sesi oldu.

Vatansever ve devrimci bir ruha sahip olan Derviş, Filistin’in kurtuluşu uğruna verdiği mücadelede hiçbir uzlaşma ve tavizi kabul etmeye yanaşmadı. Arap yönetimlerinin uzlaşmacı tavrını kınadı ve onları Filistin mücadelesine zarar vermekle suçladı. Bu nedenle 1993 Oslo Barış Görüşmeleri’nde Yaser Arafat’ın uzlaşmacı tavrının İsrail yararına olduğunu ileri sürerek Filistin Kurtuluş Örgütü’nden istifa etti.

Derviş’in birçok şiiri, ünlü Arap sanatçılardan Marcel Khalife, Macide er-Rumi ve Ahmed Qa’abur tarafından bestelendi. Özellikle Marcel Khalife tarafından yorumlanan şiirleri, Filistin’in sesini dünyaya duyurdu. En çok bilinenleri; “Rita”, “Celile’de Kuşlar Ölüyor” ve “Annemin ekmeğine hasretim”dir. Bu besteler, en az iki Arap neslinin marşları haline geldi. Filistin Ulusal Marşı da, (Neşid el-İntifada) onun şiirlerinden biridir.

Derviş, 13 Mart 1941 yılında Filistin’in sahil kenti Akka yakınındaki el-Celile şehrine bağlı el-Birva köyünde dünyaya geldi. İsrail devleti kurulduğunda birçok Filistinli gibi Derviş için de sürgün hayatı başladı. 1947 yılında köyünü terk ederek Lübnan dağlarını aşıp Beyrut yakınlarındaki mülteci kamplarında yaşamaya başladı. 1949 yılında imzalanan geçici bir anlaşma ile döndüğü köyünde gördüğü manzara karşısında dehşete kapıldı. 1948 yılındaki meşhur en-Nakba (Felaket) olayında köyleri yerle bir edilmişti. Derviş’in küçük yaşta deneyimlediği bu felaket, ilerde şiirlerinde yer alacak kadar onu derinden etkiledi.
Şiir yazmaya, iki kilometre uzaklıktaki okuluna yürüyerek gittiği ilköğretimi döneminde başladı. Şiirlerini okul arkadaşlarına ve öğretmenlerine okuyarak ilk ününü sağladı. İlk şiirlerinin yayımlanma sürecinde, “el-ard” (Toprak) cephesinde etkinlik gösterdi.
Mahmud Derviş, liseyi bitirdikten sonra İsrail Komünist Partisi’ne katıldı. Derviş, işgal altındaki Hayfa’da “el-İttihad” gazetesi ile “el-Cedid” dergisinin yazı işleri müdürlüklerini yaptı. Yazılarından ve şiirlerinden ötürü çok kez hapse atıldı. Hatta, şiirlerinin büyük kısmını hapiste yazdığı söylenebilir. Mahmud Derviş 1970’te sürgüne gönderildi. 1983-1987 yılları arasında Kıbrıs Rum Kesimi’nde yaşadı. 1988-1995 yılları arasında Paris’te yaşadı. Daha sonra bir gazeteci olarak Kahire’de el-Ahram gazetesi için çalıştı, Filistin Araştırma Merkezi’nin müdürlüğünü yaptı.

1982 yılı Eylül ayında Sabra ve Şatilla’da yaşanan katliamın ardından yazdığı “Beyrut Kasidesi” ile 1984’te Sovyetler Birliği’nde Lenin ödülünü aldı. 2003’te Uluslararası Nazım Hikmet şiir ödülüne layık görüldü. Adı, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nün önde gelen adayları arasında geçen Derviş, lirik örnekler gösteren şiirinde, geniş bir insanlık tarihi ve coğrafyasını konu edindi.
Filistin’in müteveffa lideri Yaser Arafat’ın 1974’te BM’de yaptığı ünlü konuşmayı Derviş kaleme aldı: “Bugün bir zeytin dalını ve özgürlük savaşçısının silahını taşıyarak geldim. Zeytin dalının elimden düşmesine izin vermeyin.” 15 Kasım 1988 yılında Cezayir’de ilan edilen Bağımsız Filistin Devleti’nin ilan metnini de o kaleme almıştı.

Şiirleri 30’a yakın dile çevrilen Mahmud Derviş, hayatını kaybetmeden önce Beyrut’ta oturmakta ve burada yayımlanan “Şuuru Filistiniye” dergisini çıkarmaktaydı.

Türkiye’de Filistin âşıkları onu Zeytin Ağacının Yaprakları, Filistinli Sevgili, Gece’nin Sonu, Uzak Bir Sonbahar’ın Hafif Yağmuru, Celile’de Kuşlar Ölüyor, Düğünler, Uykudan Uyanıyor Sevgilim, Yedinci Deneme ve Beyrut Kasidesi adlı kitapları ile tanıdı.

9 Ağustos’ta 67 yaşında gözlerini yaşama yuman Derviş, evrensel kişiliği ile sadece Arap dünyasında değil tüm dünya için büyük bir kayıptır.

Acımız büyük!...

++++++++++++++++++++++

KİMLİK KARTI

Mahmud Derviş

Yaz bakalım! Ben Arabım
Kimlik numaram elli bin
8 çocuğum var
9'uncusu bir yaz sonra geliyor. Kızdın mı?
Yaz bakalım!
Ben Arabım
Amele dostlarımla bir taşocağında çalışırım
8 çocuğum var
Ekmeklerini
Elbiselerini, kitaplarını
Taştan çıkarırım
Kapınızdan sadaka dilenmem
Asla küçülmem
Evlerinizin eşiklerinde
Ne o? Kızdın mı?
Yaz bakalım!
Ben bir Arabım
Adım var sanım yok
Her şeyin olduğu bir ülkede sabırlıyım
Öfkeli insanların ülkesinde
Köklerim
Zamanın doğuşundan da öncedir
Çağların açılmasından da önce
Servi ağaçlarından, zeytinlerden önce
Çimen boy vermeden önce
Babam ... Kara sabanın soyundan gelir
Seçkin bir sınıftan değil
Büyük babam ... rençberdi
Hesapsız ... nisabsız!
Okuma yazmadan evvel, güneşin yüksekliğini öğretti
Evim, bekçi kulubesi misali
Çalıdan ve kamıştan
Nasıl buldun statümü?
Adım var lakabım yok
Yaz Bakalım! Ben arabım.
Dedelerimin meyveliklerini çaldın
Ekip biçtiğim toprağımı
Benim ve cümle evladımın
Bize bir şey bırakmadın ...
Cümle ahfadıma
Bir tek şu kayalar kaldı
Onu da mı alacak
Hükümetiniz ... Söylendiği gibi?
Öyleyse!
Yaz bakalım ...
Sayfanın ta başına
Ben insanları aşağılamam
Taciz de etmem
Amma ... Bir acıkırsam
Hırsızımın etini dahi yerim
Sakın .
Sakın .
Benim açlığımdan
Ve gazabımdan…

doğudan, sayı 7 (Eylül-Ekim 2008)

No comments: