Saturday, April 5, 2008

Edebiyatımızda “Doğu İmgesi”ne Giriş: Doğu’nun Sularında Gümüşi Bir Parıltı - Leyla İpekçi


Özet

Doğu-Batı meselesi Tanzimat’ın ve Cumhuriyet’in erken dönem edebiyatçılarını en çok meşgul etmiş konulardan biridir. Tanzimat’a dek bütün’e bütün’den bakmayı bilen Doğulu’nun insan ve kâinat tasavvuruyla, zihni bölünmüş, kendini bir ruh bütünlüğü yerine beden ve zihin, madde ve mana, akıl ile duygu gibi ikili tanımların tuzağına düşürmüş Doğulu’nun hakikat tasavvuru aynı olmayacaktır kuşkusuz. Yine Tanzimat’la birlikte kendi kendimizin öznesi kılınmadığımız bir ‘ödünç zaman’ tahayyülü oluştu zihnimizde. Maziyle bağımız keskin darbelerle kesilmemiş, koparılmamış olsaydı, ‘kayıp estetiği’ geliştirmek, geçmiş zamanın peşinde koşmak gibi bir kaygısı olur muydu başta Tanpınar olmak üzere diğer edebiyatçılarımızın?

مدخل إلى الاستعارات الشرقية في أدبنا

إن مسألة الشرق والغرب من أهم المسائل التي شغلت أدباءنا في عصر التنظيمات، وفي أوئل العد الجمهوري. لاشك أن الشرقي قد وقع فريسة التصورات والثنائية؛ من النظر إلى الكل بدل الكلية، وبدل الإنسان الشرقي العالِم المتصور للكون إلى الذهن المنقسم، وبدل أن يتصور نفسه كلا معنويا، فقد تصور نفسه منقسما بين روح وجسد، وذهن وفكر، وعقل وإحساس. ناهيك عن أن نكون منذ عصر التنظيمات كلا لا يتجزأ، فقد إستعار كل منا شخصية الآخر ذهنيا على الأقل؛ فقد انقطعت أواصرنا مع ماضينا بقواطع حادة


Abstract
An Introduction to the symbol of ‘East’ in our literature

The question of East and West is an issue that has preoccupied literary writers of the Tanzimat and the Republic periods. Eastern thinking, which had a holistic view of humankind and the universe until the Tanzimat reform period, later found itself stripped of its spiritual integrity and trapped in dualities of body and mind, matter and spirituality, reason and emotions. The Tanzimat also introduced a notion of ‘borrowed time’ wherein the Eastern peoples ceased to function as actors. If the bonds of the East with its past had not been brutally severed, Tanpınar and other writers would not have had to pursue an elusive past and to revive a notion of aesthetics that had somehow been forgotten.
doğudan, Eylül-Ekim 2007, Yıl 1, Sayı 1

No comments: