Saturday, April 5, 2008

Oryantalizm ve Bizim "Doğumuz" - Sabri Ateş


Özet
İlk olarak Edward Said’ce kavramsallaştırılan oryantalizm, bilgi ve bilgi üretimi arasında mevcut bulunan Faucault’cu egemenlik ilişkilerinin izini sürerek, Batı’nın Doğu’ya yönelik bakış açısını ve onunla olan güç ilişkilerini açıklamayı amaçlar. Ancak oryantalizmin ve oryantalist bakış açısının yalnızca Batılı devletlerle sınırlı kaldığını düşünmek yanlış olur. Bu yaklaşım pek çok Doğu ülkesince de, çoğu zaman araçsal nedenlerle, kendi doğularına ilişkin bilgi ve algıları şekillendirmek, ve bunları yeniden tanımlamak için kullanılmıştır. Türkiye’nin kendi doğusu ile doğusundaki halklara ve devletlere ait algı ve bilgilerinin şekillenme sürecini de bu çerçevede ele almak gerekir. Bu bağlamda, Türkiye kuruluş yıllarını takiben kendini Batı ve Batı medeniyeti ile özdeşleştirir ve varoluşunu bu eksende tanımlarken, aynı zamanda da bu Batılı varoluşunu pekiştirecek ‘öteki’sini, yani kendi Doğusunu yaratmış ve bu yeni Doğu’ya ait gerçeklikleri de “stratejik oryantalizm” de denebilecek bir ötekileştirmeye göre şekillendirmiştir. Buna göre, bu yazıda stratejik oryantalizmin Türkiye’nin Kürtlerle olan ilişkilerini ve onlara ilişkin algılarını nasıl şekillendirdiğinin incelenmesi amaçlanmaktadir.

الاستشراق وشرقنا

كلمة "استشراق" التي جعلها أدوار سعيد تعبيرا مستقلا لأول مرة، تعني: رصد العلاقة التحكمية بين المعلومة وإنتاج المعلومة، ومن ثَمَّ تحليل وجهة نظر الغرب إلى الشرق. ولكن الاعتقاد بأن الاستشراق والمستشرقون مقتصر على الدول الغربية اعتقاد خاطئ. وهذا التعبير استعملته كثير من الدول الشرقية -بسبب بعض الوسائل- على الدول الواقعة على شرقها. أما تركيا وشرقيتها والدول الواقعة على شرقها فالمعلومة وتلقيها فنبغي تحليله من وجه النظر هذه. وفي هذا الإطار فإن تركيا من إنشائها والأعوام التالية لتأسيسها اعتبرت نفسها جزاءا من الغرب وحضارة الغرب، واعتبرت وجودها مرتبط في هذا الاتجاه، وفي الوقت نفسه أوجدت الآخر أعني شرقيتها الخاصة بِها، حتى أنه يمكن القول أنها عن طريق هذا الآخر قد كونت "استراتيجية شرقية"، لهذا فأننا في هذا المقال سنتناول العلاقة بين تركيا والأكراد ضمن هذه الاستراتيجة الشرقية وكيفية تكون الرؤية عنهم ونحللها


Abstract
Orientalism and Our East
Orientalism as conceptualized by Edward Said aims to explain the West’s view of the East as well as the power relations inherent between the two, by following the relations of domination inherent between knowledge and knowledge production. It would be incorrect, however, to assume that the Orientalist view is only particular to Western states. On the contrary, numerous Eastern countries have also adopted the orientalist view –mostly for instrumentalist purposes– to mold knowledge and perceptions of their societies with regards to their own East. Turkey’s relations with its East –and the people and the states of its East– should also be considered within this framework. Accordingly, following the establishment of the republic, while Turkey has come to identify itself with the West and Western civilization, in order to reinforce its westernness it has simultanously recreated its East as its ultimate other in a manner of what might be called ‘strategic orientalism’. The aim of this essay is to examine how ‘strategic orientalism’ has shaped Turkey’s relations with and perceptions of Kurds.


doğudan, Eylül-Ekim 2007, Yıl 1, Sayı 1

No comments: